Bruges Belçika'da bir şehir, filmden edindiğim izlenime göre sıkıcı bir yer ancak her Avrupa kenti gibi (sanırsam Türkiye'nin neden Avrupalı görünmediğinin kanıtı olabilir bu durum) sokakta biranızı içebiliyorsunuz. Öte yandan film kesinlikle sıkıcı değil, hatta o Emrah kaşlı Colin Farrell amcam bile sinirinizi bozamıyor (zamanında çok bozmuştu - mesela The Recruit - çoğu kişinin aksine Cassandra's Dream'i de çok sevdiğimi söyleyemeyeceğim). Guy Ritchie filmi tadında ama içinize dokunabilecek bir film düşünün (Snatch içinize dokunduysa bir dahiliye uzmanına görünün)
Filmin en akılda kalıcı özelliği diye bir paragraf başlatmak isterdim ama çok uzun olur. Zira hem tadında dramatik, tadında komik, tadında romantik ve tadında kriminal(ik) film yapmak her babayiğidin harcı değil. Replikler de bir efsane, zaten bir çoğunu yukarıdaki trailer'da duyacaksınız ama en sevdiklerimden birini açık açık yazayım:
- An Uzi? I'm not from South Central Los Angeles. I didn't come here to shoot twenty black ten year olds in a drive-by. I want a normal gun for a normal person.
Bir dip not: Filmdeki favori karakterim Ken (yaşlı ve çirkin olduğumdandır belki). Ama Ray'in Cartman'ı kiskandiracak seviyedeki politically incorrect(nedir bunun Türkçesi?) yorumlarının da hakkını vermek lazım. (mesela politically correct olmak için dwarf yerine "vertically challenged" denir... ama Ray midget diyor... yersen)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder